Ortopedik Rehabilitasyon Fizik tedavi alanında en önemli rehabilitasyon tedavilerinden biridir. Kas iskelet sisteminin hastalıkları ile ilgilenmektedir. Fizyoterapistler tarafından veya fizik tedavi uzmanınca tedavisi yapılan hastaya özel rehabilitasyon programı uygulanır. Bu özel tedavi programı hasta kas yapısı ve psikolojisine uygun olarak uzmanlarımızca kararlaştırılır. İskelet sisteminde oluşabilecek pek çok hastalığa karşı gelişmiş tedavi yöntemleri sunan ortopedik rehabilitasyon uzmanlarımızca son derece profesyonel bir şekilde yürütülmektedir. Ortopedik rehabilitasyon da amaçlanan yanlızca hastayı optimum seviye de iyi etmek değil yapılan tedaviyi de sık sık kontrol ederek korumaktır.
Sporcular da spor yaparken sakatlanabilirler. Onların da çoğu tedavileri bu tedavi kapsamına girer. Sporcu sakatlıkları ve spor yaralanmalarının tedavisinde, günümüzde sporun yaygınlığı ve ekonomisi göz önünde bulundurulduğunda, iyi bir ortopedik tedavi yanında olabildiğince kısa,etkili ve sporcunun performansını en üst düzeyde tutacak rehabilitasyon yaklaşımı da önem kazanmaktadır.
Tedavi kişiye özel olmalı bu nedenle doktorunuzla beraber özgün bir tedavi program yapmalı ve bu programa uymalısınız.
Kliniğimizde gerçekleştirdiğimiz tedavilerde kalça, omuz, dirsek, ayak bileği, el bilek artroskopi, ameliyatları yapılarak hastalara normal sağlık düzeyini sağlayan tedavi süreçleri gerçekleştirilmektedir. Türkiyed e son yıllarda artan bu rahatsızlıklar rehabilitasyon süresi başlamadan gelen hastalarımızın ön yargılı olmasına sebeb olmuştur. Ortopedik rehabilitasyon aynı zamanda eklem kireçlenmesi denilen hastalığa da tedavi seçenekleri sunmaktadır. Son yıllarda türk halkının refah seviyesinin artması ve gelişen teknolojinin de etkisi ile giderek yaygınlaşmaya başlayan bu hastalık özellikle ofis çalışanları için büyük tehdit oluşturmaktadır.
Polikliniğimizde spor fizyolojisi ile ilgili çalışmalarda yürütülmektedir bu çalışmalar profesyonel sporcularla yürütülür. Bu sporcularla genelde artroskopik eklem cerrahisi alanında tedaviler yürütülmektedir. Özellikle sporcular için önemli günlük besin programları, egzersizler ve uzmanlarımızca psikolojik tedaviler uygulanmaktadır. Kliniğimizin destek verdiği hastalıklardan biride skolyozdur. Erken yaşta da rastlanabilen bu hastalık gerekli önlem ve tedavi metodu uygulanmaz ise çok daha ciddi problemlere yol açabilir.
Ortalama kırığın kaynama süresi 6 haftadır. Bu seüre içerisinde hastalar denetimli olarakkontrol edilmekte ve hareket kabiliyetleri oluşabilecek yeni sorunların önüne geçilmesi için ksıtlanmaktadır. Kırık tedavisinde Ağrıyı azaltmak ve ödemleri bitirmek için masaj ve tens benzeri tedavi teknikleri uygulanır. Bunlara ek olarak amaç tamamen ödemi bitirmek ve vücut Hareketlerinin eski haline geri kavuşmasını sağlamaktır.
Amaç ağrıyı gidermek, eklem hareketinin alanını genişletmek, hastanın bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olmak gibi sıralanabilir. Omuz, Dirsek, el, bilek, parmak,diz ve kalça protezleri de bulunmaktadır.
Kırık, Çıkık tedavi süreci, dolaşım bozukluları, skolyoz, eklem eğrilikleri, menisküs, spor sakatlıkları ve bağ sakatlıkları, düz tabanlık, ayak el ve eklem problemleri, ortopedik amaleiyat ve operasyonlar sonrası tam donanımlı rehabilitasyon. Bu hastalıkların çözümünde son teknoloji görüntüleme, tanı ve tedavi teknikleri kullanılırken hastanın rehabilitasyona konsantre olması sağlanmaktadır. Güncel bilimsel teknikler alanında uzman hekimlerimizce takip edilmektedir.
Ortopedik rehabilitasyonu şu şekilde gruplandırabiliriz;
Çeşitli nörolojik vakalarda, özellikle sinir sistemi ve hareketi etkileyen rahatsızlıklarda uygulanan rehabilitasyona nörolojik rehabilitasyon denir. Sinir sistemi, omurilik ve kas gibi bağlı yapılarda, çoğunlukla yaşlılığa da bağlı olarak gelişen hareket bozuklukları ve felç (inme) gibi rahatsızlıkların tedavi yöntemi nörolojik rehabilitasyon olarak adlandırılmaktadır.
Merkezi sinir sisteminin ağır veya hafif hasar aldığı durumlarda bu tedavi yöntemi kendini göstermektedir. Travma, Travma sonucu ve doğuştan ortaya çıkan nörolojik bozukluk ve omurilik felci gibi durumlarda bu tedavi yönetmi tercih edilmektedir. Bu tedavi yöntemi bütün aşamaları ile büyük titizlik ve dikkatle yürütülmelidir. Nörolojik Rehabilitasyon tedavisi her hastada farklılık gösteren bir takım müdahale ve iyileştirme sürecidir. Bu konuda deneyimlendiğimiz bir çok hasta sağlıklı tedavi yöntemlerimizden faydalanmaktadır. Hastanın iyileşme sürecine göre tedavi yöntemleride farklılık göstermelidir. Nörolojik rehabilitasyon hastaları her anlamda en üst seviyeye getirmek için uygulanan bir programdır. Fizik olarak yeterli iyi duruma gelmek tedavinin bitmesi için yeterli olmayacaktır. Çünkü nörolojik rahatsızlıklar kuvvet kaybının yanında hissi bir takım melekelere de zarar vermektedir. Bu yüzden hastalarımız her anlamda hazır hale gelmeli ve tedavi sonunda bütün hasar minimize edilmiş olmalıdır.
Rahatsızlıkların başlıcaları şunlardır :
Çeşitli yardımcı ekipmanlar ve uzman personeller yardımıyla tedavi yapılır. Başlıcaları şunlardır :
Spor esnasında vücudun tamamının veya bir bölümünün normalden fazla bir kuvvetle karşılaşması sonucu dayanıklılık sınırları aşılabilir. Bu durum spor yaralanmaları denen sakatlıklara neden olur. Spor yaralanmaları sadece profesyonel sporcularda değil, sağlıklı kalmak için spor yapan kişilerde, sahne sanatçılarında ve diğer bazı meslek gruplarında da görülmektedir.
Sporcu Rehabilitasyonu Nedir?
Sporcu rehabilitasyonu sakatlanan kişilerin mümkün olan en kısa süre içinde, yaralanma öncesi performans düzeylerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla uygulanan tedavi yöntemlerinin tümünü içeren bilim dalıdır.
Sporcu rehabilitasyonu, oldukça uzun süre alan ve ekip çalışmasını gerektiren bir tedavidir. Bu ekibin içinde hastalığın uzmanı olan doktor ve fizyoterapist tedavi başlangıcında anahtar rol üstlenir. İlave olarak sakatlanma tipine göre değişmekle birlikte branş uzmanları, tıbbi teknisyen, laborant, hemşire, masör / masöz, ortez – protez teknikerleri de bu ekibin içinde görev alabilir. Gerektiği durumlarda kişinin antrenörü de sürece dahil edilmelidir.
Sporcu Rehabilitasyonu Özellikleri Nelerdir?
Normal rehabilitasyonda uygulanan yöntem ve yaklaşımlarla, her zaman hızlı sonuçlar alınamayabilir. Sportif ortamın yarışmacı doğası gereği rehabilitasyonun daha agresif bir şekilde planlanması gerekebilir. Bu nedenle spora özgü fonksiyonel egzersizleri de içeren bireyselleştirilmiş program ile, klasik temelli rehabilitasyon programlarının birleştirilmesi önem arz etmektedir.
Yaralanmış bölgedeki fonksiyon ile kondisyon kayıplarının önlenmesi, azaltılması, sporcu rehabilitasyonu için önemli ilkelerden birisidir. Yapılan müdahaleler ile bireyin yaralanma öncesindeki aktivite seviyelerine dönmeleri sağlanmaya çalışılır.
Her yaralanma her sporcu ve spor dalı için farklı önemde olabilir. Medial epikondilit bir golf sporcusu için önemli iken, futbolcu için çok önem arz etmeyebilir. Bu nedenle her bir yaralanma o kişinin yapmış olduğu iş, spor göz önüne alınarak planlamalıdır. Tedavi protokolleri oluşturulurken, mutlaka bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır.
Sporcu rehabilitasyonunda yapılacak müdahaleler konuya hakim lider bir hekim kontrolünde olmalıdır
Hayatını bedensel aktivite ile kazanan ( profesyonel sporcu, tiyatrocu, bale ve dans sanatçıları vb. gibi) bir çok hassas meslek grupları bulunmaktadır. Bu kişilerde oluşabilecek herhangi bir fiziksel sakatlık mesleklerinden uzak kalmalarına neden olacak, maddi ve manevi kayıplarla sonuçlanacaktır. Dolayısıyla normal fizik tedavi ve rehabilitasyon hastasından farklı olarak, bu kişilerin en kısa sürede normal çalışma düzenlerine kavuşmaları büyük önem taşıyacaktır.
Sporcu rehabilitasyonunda yaralanmalara müdahale etme süresi de çok önemlidir. Sakatlığa yapılan acil müdahale ile işlev ve fonksiyon kayıplarında azalma gözlenirken, geç kalınması durumlarında ise geri dönme sürelerinde belirgin uzamalar olabilmektedir.
Sporcu Rehabilitasyonunda Neler Amaçlanır?
Sakatlanan sporcu veya profesyonel meslek sahibinin becerilerine tekrar kavuşabilmesi, hem sağlık hem de ekonomik boyutta birincil önemdedir. Tedaviden beklentiler;
Tüm bunların uygun zamanlarda, uygun tempoda ve doğru programlarla uygulanması ve geliştirilmesi rehabilitasyonun temel unsurlarındandır. Tam anlamıyla sahalara, sahnelere dönüş bu özelliklerin tamamlanması ile mümkün olacaktır.
Spor yaralanmalarının oluşmasında antrenman teknikleri ve sporda kullanılan ekipmanlarda önemli rol oynayabilir. Bu hususlar da dikkate alınmalıdır.
Pediatrik Rehabilitasyon; çocuklarda bazen doğuştan bazen ise sonradan kas veya iskelet bozukluklarına bağlı nörolojik rahatsızlıkların tedavilerini içeren tedavi biçimidir. Bu tedavide asıl amaç çocuğun normal işlevlerini yapabilmesini sağlamaktır. Doğum sırasında yaşanan anormallikler, bebeğin doğduğundaki kilosu, gebelik süresi, ailedeki genetik hastalıklar, kasların güçsüz kalması veya zeka durumu gibi nedenler doğrultusunda tedavinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Tedavi esnasında bebeğin korkmaması ön planda tutulur. Tedaviler oyun havasında geçer.
Çocuklarda geniş bir multi disipliner rehabilitasyon bakımı sunmayı amaçlayan kurumumuz bu bakımı yaparken çocukların yeteneklerini arttırarak onların kişisel gelişimlerinin önündeki engelleri kaldırmayı amaçlamaktadır. Pediatrik rahatsızlıklar doğuştan veya sonradan görülebilmektedir. Uzman ekibimiz pediatrik rehabilitasyon alanında özel eğitim almış fizyoterapistlerden oluşur.
Vücut bölümlerinin anatomik olarak birbirleri ile ilişkilisi ve düzenidir. Vücudun her hareketinde eklemlerin aldığı pozisyonların birleşimi olarak da tanımlanmaktadır .
Hiç şüphesiz postür, genel görünüş için anlamlı bir göstergedir. Vücutta ki dengeyi sağlayan kasların güçsüz kalması ve kısalması sonucu vücut simetrisi bozulmakta ve bir çok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir. Ayrıca, antrenman programlarının postür analizi yapıldıktan sonra çıkarılması özellikle omurganın korunması ve sakatlama risklerini azaltma açısından önemlidir .
Postür, kendi içerisinde aktif ve inaktif olmak üzere iki şekilde incelenmektedir. İnaktif Postür, dinlenmek veya uyumak için alınan postür şekilleridir. Aktif postür ise, dik duruş ve hareketler esnasında oluşan duruşları kapsar. Bu postürleri devam ettirmek için birçok kasın entegre çalışması gerekir.
Postür analizi ayakta dik duruş pozisyonunda değerlendirilir ve bu değerlendirmede temel olarak şunlar amaçlanır;
Postür Analizi merkezimizde, önden (anterior), yandan (lateral) ve arkadan (posterior) olmak üzere üç yönden yapılmaktadır. Postürde kriter olarak standart (iyi) ve kötü postürler göz önüne alınır ve kötü postüre yönelik düzeltici egzersiz programı çıkartılır.
Fizyolojik ve biyomekanik yönden standart (iyi) postür, minimum çaba ile vücutta maksimum yeterliliği sağlayan duruştur. Vücudun görünüşü güzel, duruş ve dengesi iyi, eklemler üzerindeki zorlanması az, organların yeterli ve düzgün çalışabilmelerini sağlayan, kişinin kendini yormadan gevşek olarak aldığı bir postürdür. Diğer bir deyiş ile standart postür (iyi postür) vücudun maksimum yeterlilikte kullanımı ve stresin mümkün olduğunca minimum düzeyde tutulduğu postürdür.
Fizyolojik ve biyomekanik yönden bir de kötü postür vardır. Kişiler için yetersiz bir postür olarak kabul edilir. Amaca tam olarak hizmet edemez, ayrıca kasların gereksiz miktarda kasılmasına neden olur. Kötü postürün görünüşü güzel olmayıp, ister hareket yapmak, ister bir hareketi devam ettirmek için olsun gerekenden fazla kasılma olması, hem hareketin hem de postürün yetersizliğine ve gereksiz enerji harcanması ile yorgunluğa neden olur . Ayrıca vücut simetrisinin bozuk olması (kötü postür) kasları, kemik ve diğer yapıları aşırı çalıştırarak ciddi problemlere neden olmaktadır.
Manuel terapi herhangi bir cihaz ya da makineye kullanmaksızın sadece elle uygulanan bir fizik tedavi şeklidir. Manuel terapide uygulayıcılar, kas spazmı, kas gerginliği ve eklem disfonksiyonunun neden olduğu ağrıları azaltmak için bölgedeki eklemleri manipüle etmek ve kas dokusunda baskı yapmak için yalnızca ellerini kullanırlar.
Manuel terapi, bazı kas-iskelet yapısında yeterli hareket kabiliyeti ve hareket alanı olmayan eklem rahatsızlıkları olan kişilerin tedavisinde yardımcı olabilir. Bu rahatsızlıklar kişide ağrı ve işlev, duruş ve hareket değişikliğine neden olabilir. Manuel fizik tedavi, hastanın acı çekmeden daha doğal hareket etmesini sağlamak için eklemlerin hareketliliği kuvvetlendirmek ve kas gerginliğini azaltmak için kullanılır. Manuel terapi; sakroilyak eklem disfonksiyonu, kronik bel ağrısı, yumuşak doku yaralanmalarından kaynaklanan akut sırt ağrısı, sırt kası gerginliği gibi eklem sorunları ve bağ çekilmelerinin tedavisinde kişilere rahatlama sağlayabilir. Manuel terapinin ardından kronik bel ve sırt ağrısı olan hastaların tedavisinde etkili olduğu görülmektedir. Manuel fizik tedavi teknikleri çeşitli uygulamaları içerir:
Manuel terapiye veya herhangi bir fizyoterapiye başlamadan önce, terapistiniz, herhangi bir riski önlemek için terapi uygulanacak bölgenin kas, kemik ve sinir hasarını tespit etmek için ayrıntılı bir değerlendirme yapar. Ardından hastanın durumuna özel fizik tedavi türlerinden birisini ya da birkaçını içeren bir tedavi uygular.
Eklemleri ve etrafındaki kasları etkin hale getirmek için uygulanır. Eklem hareketleri düzeldiğinde kasların gerginliği azalır. Kas gerginliğini gidermek ve eklem bozukluklarını gidermek için manuel terapi uygulanır. Yumuşak doku mobilizasyonu, çeşitli sebeplerden ortaya çıkan miyofasyal adezyonları tedavi etmek için doku sıvılarını harekete geçirerek kas gerginliğinin azalmasını sağlar. Bu prosedür, omurgayı çevreleyen kasların tamamına uygulanır ve ritmik germe ile kuvvetli basınçtan oluşur.
Bu teknik, yapısal ve postüral problemlere neden olan anormal nöromüsküler refleksleri düzeltmeye odaklanır ve ağrıyı tetikleyen noktalara uygulanır. Terapist hangi noktada hassasiyetin azaldığını sorarak hastanın en rahat pozisyonunu bulur. Hasta yaklaşık 90 saniye boyunca bulunan bu rahat pozisyonunda tutulur. Bu süre boyunca hafif gerilme ile asemptomatik gerginlik oluşur ve yavaş yavaş bu pozisyondan çıkarılır. Ardından vücut kaslarının normal bir gerginlik seviyesine dönmesi sağlanır. Kaslardaki doğal gerilme, iyileşme aşamasını belirler. Bu teknik, diğer prosedürlerle tedavi edilemeyecek kadar akut veya çok hassas olan sırt problemlerinin tedavisinde tercih edilir.
Hastalar genellikle sırtların belirli bir kasın tutulmasından şikayetçidir, dinlenme, buz ve masaj uygulaması ağrının azalmasını sağlar. Ancak sırt ağrısı genellikle tekrarlar. Eklem mobilizasyonu ile tutulmuş olan eklemler gevşetilir ve hareket hızı artırılır.
Manuel terapi kas ve eklem sistemi ile ilgili birçok hastalığın tedavisinde uzun yıllardan beridir başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Manuel terapi özellikle:
gibi sorunların tedavisinde oldukça etkili bir tedavi imkanı sunmaktadır.
Vücudumuzun hücresel faaliyetleri neticesinde lenf sıvısı oluşur, dokular içinden lenf damarları ile toplanır.
Lenf düğümlerinden süzülen lenf sıvısı kan dolaşımına karışır.
Bu olması gereken dolaşım, lenf düğümlerinde veya lenf yollarında değişik sebeplerle oluşan rahatsızlıklar nedeniyle kesintiye uğrarsa lenf sıvısı doku içinde birikmeye başlar. Buna “LENFÖDEM” denir.
Doğuştan lenf yollarındaki veya lenf düğümlerindeki yetersizlik nedeniyle bacaklarda lenf ödem gelişebilmektedir. Bu ödem tehlikeli boyutlara ulaşabilmektedir ( Fil hastalığı ). Lenf ödem çoğunlukla ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır fakat doğumdan itbaren de görülebilmektedir. Kadınlarda meme kanseri sonrası lenf düğümlerinin radyoterapi veya cerrahi nedenlerle zarar görmesi kolda lenf ödem oluşmasına sebebiyet verebilir.
Lenf ödem in başlıca belirtisi vücüdun herhangi bir yerinde veya bacaklarda oluşan şişliktir. İlk başlarda şişme gelip gidebilir, gün içerisinde daha da kötüleşirken gece düzelebilir. Tedavi edilmediği zaman genellikle daha ciddi ve kalıcı hale gelir.
Kişinin omurga sağlığını düzeltmek, kas iskelet sistemi ile ilgili hastalıklardan (skolyoz ve kifoz gibi omurga sorunları, kas spazmları, fibromiyalji,bel ve boyun fıtıkları, donuk omuz, omuz eklemi, kas ve tendon yaralanmaları, menisküs, ön çağraz bağ yaralanması v.b gibi diz problemleri, kalça problemleriv.b.) korumak ve tedavi etmek amacıyla uygulanan kişiye özel egzersizler bütünüdür.
Klinik pilates standart fizik tedavinin ardından tamamlayıcı olarak kullanılabiliyor. Herhangi bir hastalığı veya şikayeti olmayan, yalnızca egzersize başlamak isteyen sağlıklı bireylere de muayene sonrasında klinik pilates uygulanabiliyor.
Yumuşak doku romatizması ve obezite hastaları da pilates ile tedavi olabiliyor. 30–60 yaş arası uzun yıllar hareketsiz kalmış kişiler de kas-iskelet sistemlerini geliştirmek için pilates programına alınabiliyor
Klinik pilateste bir seans 60 dakika sürüyor ve programın etkili olabilmesi için en az dört hafta boyunca, haftada iki-üç gün devam edilmesi gerekiyor. Klinik pilates programı bir doktor ve fizyoterapist eşliğinde, hastanın sağlık sorununa özel olarak planlanıyor.
Ülkemizde henüz çok fazla anlaşılamaması rağmen pilates programları, insan vücut sağlığı için oldukça yararlı hizmetler sunmaktadır. Eklem sağlığı için gerekli uygulamalarından yararlanmak isteyen kişiler, birçok eklem rahatsızlığında rahata kavuşmaktadır.
© Copyrights, 2024 Fizyo Yaşam Sağlıklı Yaşam Merkezi. Web Desing and Programing EYS Creative